Hukuk Bölümü         2004/107 E.  ,  2005/3 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : T.P.A.O.G.M.

Vekili              : Av. S. N. A.

Davalı           : O. B.

Vekili              : Av. T. D.

             O  L  A  Y       : T. P. A.O. G.M. Türkmenistan Ofis Müdürü olarak görev yapan O.B.adına açılan rotatif avans hesabından yapılan harcamalar ile ilgili yapılan soruşturma sonucu düzenlenen 13.11.2003 günlü, 9 sayılı soruşturma raporunda adı geçen tarafından yapıldığı saptanan usulsüz harcamalar nedeniyle oluşan kurum zararının tahsili amacıyla TPAO Genel Müdürlüğü vekilince 6.1.2004 tarihinde adli yargı yerinde alacak davası açılmıştır.

            ANKARA 2. İŞ MAHKEMESİ; 27.4.2004 gün ve E:2004/41, K:2004/202 sayı ile, davacının kapsam dışı personel statüsünde olduğu, kapsam dışı personel statüsünde çalışanların kurumlarıyla olan uyuşmazlıklarının idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği, bu durumda, davaya bakmaya idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 24.5.2004 günlü, E:2004/13254; K:2004/12272 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir.

            Bunun üzerine TPAO Genel Müdürlüğü vekilince, 28.782.741.004.- liranın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle O. B.’ye karşı, 5.7.2004 tarihinde idari yargı yerinde dava açılmıştır.

            ANKARA 6. İDARE MAHKEMESİ; 27.7.2004 gün ve E:2004/2234; K:2004/1405 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-a. maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından iptal davası açılabileceğinin hükme bağlandığı; anılan Yasa hükmüne göre, ancak idarece tesis edilen eylem ve işlemlere karşı idari yargıda dava açılacağının açık olduğu ve idari davaların idari eylem ve işlemi tesis eden idari makamlara karşı açılabileceği; Devlete ve Kişilere Memurlarca Verilen Zararların Nevi ve Miktarlarının Tesbiti, Takibi, Amirlerin Sorumlulukları, Yapılacak Diğer İşlemler Hakkında Yönetmeliğin 7 ve 8. maddelerinde memurun kesin ihmal veya tedbirsizliği sonucu yönetimin uğradığı zararın rayiç bedele göre memurun kabul etmesi durumunda sulh yoluyla, kabul etmemesi durumunda ise hükmen tazmin edileceğinin belirtildiği, bu durumda kurum zararının hükmen tahsili istemiyle açılan davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle davayı görev yönünden reddetmiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

            Davacı vekili 4.11.2004 günlü dilekçesi ile görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi isteminde bulunmuştur.

 

İNCELEME VE GEREKÇE   : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün, Tülay TUĞCU’nun Başkanlığında, Üyeler: Dr. Atalay ÖZDEMİR, M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Serap AKSOYLU, Z.Nurhan YÜCEL, Turgut ARIBAL ve Abdullah ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 7.2.2005 günlü toplantısında;

I- İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği, usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II- ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Murat H. YURDAKÖK’ün davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan;

İlgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile  Danıştay Savcısı Nevzat ÖZGÜR’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

            Dava, kapsam dışı statüde çalışmakta olan personelden, usulsüz işlemleri nedeniyle doğan Kurum alacağının tahsili isteminden ibarettir.

            Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı ( T.P.A.O.), 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye tabi bir İktisadi Devlet Teşekkülü olup, anılan KHK.'nin 2/2. maddesinde "Teşekkül" ; sermayesinin tamamı Devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan kamu iktisadi teşebbüsü olarak tanımlanmıştır.

            Dava dosyasının incelenmesinden, O. B.’nin kapsam dışı personel olarak çalıştığı ve bu konuda taraflar arasında bir anlaşmazlık bulunmadığı anlaşılmakta olup; Uyuşmazlık Mahkemesinin 1.3.1996 tarih ve 22567 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 22.1.1996 gün ve E:1995/1, K:1996/1 sayılı İlke Kararı ile, özelleştirme kapsamında bulunan   ya da bulunmayan Kamu İktisadi Teşebbüslerinde sözleşmeli ya da kapsam dışı statüde çalışan personelin kurumları ile ilişkilerinden doğan anlaşmazlıkların idari yargı yerinde çözümleneceği belirtilmiştir.

            Ancak, anılan İlke Kararında sözü edilen anlaşmazlıklar ile, sözleşmeli ya da kapsam dışı personel tarafından idare aleyhine açılabilecek olan ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1. maddesinde sayılan iptal, tam yargı veya idari sözleşmelerden doğan idari davaların anlaşılması gerekmekte olup, kişiler aleyhine açılan tazminat ya da alacak davalarının idari yargı yerinde görülüp çözümlenmesine hukuken olanak bulunmadığından, adli yargı yerinde TPAO Genel Müdürlüğü vekilince Teşekkül eski personeli olan şahıs aleyhine açılmış bulunan davanın ilke kararında belirtilen anlaşmazlıklar kapsamında görülemeyeceği açıktır.

            Bu durumda, ortada yönetimce kamu gücüne dayalı olarak, idari usul ve esaslara göre re'sen ve tek yanlı biçimde kurulmuş bir işlem veya eylem bulunmadığı gibi, bu nitelikleri taşıyan işlem veya eylemden dolayı hak ve menfaati ihlâl edilenler tarafından yönetim aleyhine 2577 sayılı Yasanın 2/1. maddesinde sayılan idari davalardan birisi olarak açılmadığı anlaşılan davanın, salt personel ile Teşekkül arasındaki hukuksal ilişkinin yönetim hukuku kurallarına tabi olduğundan hareketle, idari yargı yerinde çözümleneceği sonucuna ulaşmak olanaksızdır.

            Öte yandan, 399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin düzenlenmesi (...) Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin "Teşebbüs Personelinin Yükümlülük ve Sorumlulukları" başlığını taşıyan 11/a. maddesinde, teşebbüs ve bağlı ortaklıkların genel müdür, müessese müdürü, yönetim ve danışma kurulu veya yönetim komitesi üyeleri ile her çeşit personelinin, görevleri ile ilgili olarak mensup oldukları teşebbüs veya bağlı ortaklığa verdikleri zarardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi bulundukları hükme bağlanmak suretiyle, kurum alacağının ilgili personelden idari usullerle değil adli yargı yerinde açılacak bir alacak davası yoluyla hükmen tahsil edilmesi yöntemi benimsenmiştir.

            Belirtilen duruma göre ve olayda idari yargı yetkisine giren idari davalardan birisinin açılmamış olması karşısında, Teşekkül alacağının tahsili için kişi aleyhine açılan davanın, özel hukuk hükümleri çerçevesinde görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan, T.P.A.O. Genel Müdürlüğünün açtığı karşılık davada Ankara 2. İş Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

 SONUÇ : Davanın çözümünde, ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 2. İş Mahkemesinin, 27.4.2004 gün ve E:2004/41, K:2004/202 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 7.2.2005 tarihinde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.