Hukuk Bölümü 1992/9 E., 1992/12 K.

  • DİSİPLİN CEZASININ İPTALİ TALEBİ
  • FESİH İŞLEMİNİN İPTALİ TALEBİ
  • SÖZLEŞMELİ PERSONELİN SÖZLEŞMESİNİN İDARECE TEK YANLI FESHİ
  • 399 S. KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ PERSONEL REJİMİNİN D... [ Madde 45 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : Taşucu PTT Müdürlüğünde sözleşmeli personel olan davacının "tiketsiz" milletlerarası görüşme yaptığı ve yaptırdığı iddiasıyla yargılanarak mahkum edilmesi üzerine PTT Yüksek Disiplin Kurulu`

    `un 20.9.1988 gün ve 145 sayılı kararıyla sözleşmesi feshedilerek görevine son verilmiştir.

    Davacı, ceza mahkemesinden aldığı beraat kararı üzerine sözkonusu işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

    Adana 1. İdare Mahkemesi; 22.8.1989 gün ve 269-789 sayıyla, 1.2.1988 tarihinde yürürlüğe giren 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 308 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 45/8. maddesinde: Sözleşmelerin uygulanmasından doğacak her türlü ihtilafların adli yargı mercilerince karara bağlanacağı hükmü uyarınca davayı görev yönünden reddetmiş karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Davacı, sözleşmenin feshi ile ilgili kararın iptali ve işten çıkarıldığı tarihten itibaren tüm özlük haklarının aylık ve yan ödemelerinin tahsili istemiyle 27.9.1990 gününde adli yargı yerinde dava açmıştır.

    Silifke Asliye Hukuk Mahkemesi; 11.4.1990 gün ve E. 1989/844, K. 1990/257 sayıyla davayı kabul etmiştir. Temyiz edilen karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 24.12.1990 gün ve 5366-9169 sayılı kararıyla ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin bazı maddelerinin değiştirilmesi ve bu Kanun Hükmünde Kararnameye bir madde eklenmesine dair 308 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Anayasa Mahkemisinin 22.12.1988 gün ve 5/55 sayılı kararıyla iptal edildiği, iptal edilen maddeler arasında 45/8. maddenin de bulunup uygulama olanağı kalmadığı ve sözleşmeli personel statüsünün düzenleme ve yürütme biçiminin kamu hukuku esaslarına uygun bulunduğu gerekçesiyle bozulmuş, bozma kararına uyan mahkeme 28.2.1991 gün ve 89-107 sayıyla görevsizlik kararı vermiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

    Bunun üzerine davacı Uyuşmazlık Mahkemesi`

    `ne başvurmayarak göreve son verilmesine ilişkin işlemin iptali ile özlük ve parasal haklarının verilmesi istemiyle 11.3.1991 gününde idare mahkemesinde yeniden ikinci kez dava açmıştır.

    Adana 2. İdare Mahkemesi; 21.11.1991 gün ve 194-910 sayıyla, adli ve idari yargı yerleri arasında meydana gelen olumsuz görev uyuşmazlığı giderilmeden işin esasına girilemeyeceği gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar vermiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

    Dosya davacının görevli yargı yerinin belirlenmesine ilişkin 29.1.1992 günlü dilekçesi üzerine Adana 2. İdare Mahkemesi Başkanlığının 17.2.1992 günlü ve 1991/194 sayılı yazıları ekinde Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiştir.

    Böylece, adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Kanun`

    `un 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Türk Milleti adına karar veren Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü, Mustafa Şahin`

    `in Başkanlığında, Şükrü Kaya Erol, Dr. Ekrem Serim, Feridun Taşkın, Nurşen Çatal, İrfan Erdinç ve Osman Şimşek`

    `in katılmaları ile yaptığı 23.3.1992 günlü toplantıda, raportör Hakim Ayten Anıl`

    `ın raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; toplantıya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yerine katılan Savcı İsmet Gökalp ile Danıştay Başsavcısı yerine katılan Savcı M. İlhan Dinç`

    `in idari işlemin iptali istemine yönelik davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği yolundaki yazılı ve sözlü düşünceleri alındıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

    2247 sayılı Kanun`

    `un 14. maddesi uyarınca olumsuz görev uyuşmazlığının varlığından söz edilebilmesi için iki yargı yerinde açılan davaların tarafları, sebebi ve konusunun aynı olması gerekmektedir.

    Adana 1. İdare Mahkemesinde açılan dava, PTT Yüksek Disiplin kurulunun 20.8.1988 gün ve 145 sayılı kararının iptali; Silifke Asliye Hukuk Mahkemesindeki dava ise; Yüksek Disiplin Kurulu Kararının iptali ile işten çıkarılma tarihinden itibaren kaybedilen tüm özlük haklarının aylık ve yan ödemelerin tahsili istemine ilişkin bulunmaktadır.

    Bu nedenle olayda olumsuz görev uyuşmazlığı, Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali isteminden doğmuş bulunmaktadır.

    Dosya kapsamından, davacının, Taşucu PTT Müdürlüğünde sözleşmeli personel statüsünde çalışırken PTT Yüksek Disiplin Kurulunun kararıyla görevine son verildiği anlaşılmaktadır.

    Uyuşmazlığın çözümü için davalı kurum ve davacının statülerinin belirlenmesi gerekmektedir.

    Posta Telefon Telgraf İşletmesi, 8.6.1984 tarih ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile kurulmuş olup, bu Kanun Hükmünde Kararname çerçevesinde faaliyet gösteren, kamu hizmeti niteliği ağır basan bir kamu iktisadi kuruluşudur.

    233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin, istihdam şekillerine ilişkin olup, önce 5.1.1988 gün ve 308 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 42. maddesinin, daha sonra 22.1.1990 gün ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3. maddesiyle değişen şeklinde: Kuruluşlarda hizmetlerin memurlar, sözleşmeli personel ve işçiler eliyle görüleceği, sözleşmeli personel ise Kanun Hükmünde Kararname ile belirtilen hukuki esaslar çerçevesinde aktedilecek bir sözleşme ile çalıştırılan ve işçi statüsünde olmayan personel olarak tarif edilmiştir.

    Davacı, davalı kurumda sözleşmeli olarak çalışan bir kamu görevlisidir. Olaydaki anlaşmazlık da sözleşmenin idarece feshedilmesinden doğmuştur.

    Burada 5.1.1988 günlü, 308 sayılı "Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanun Hükmünde Kararnameye Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararname"nin bazı maddelerinin, Anayasa`

    `ya aykırılığı nedeniyle, Anayasa Mahkemesi`

    `nin 25.7.1989 gün ve 20232 sayılı Resmi Gazete`

    `de yayımlanan 22.12.1988 gün ve 5/55 sayılı kararı ile iptal edilmiş olduğu hususuna da değinmek gerekmektedir. 308 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin iptal edilen maddeleri arasında yukarıda sözü edilen 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 45. maddesinin 8. bendi olarak getirilen "personelle aktedilecek sözleşmelerin uygulanmasından doğacak hertürlü ihtilaflar adli yargı mercilerince karara bağlanır." şeklindeki hüküm de bulunmaktadır.

    Her ne kadar Anayasa Mahkemesi`

    `nin iptal kararında, iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete`

    `de yayımlandığı günden altı ay sonra yürürlüğe gireceği belirtilmiş ve Anayasa`

    `nın 153. maddesinde iptal kararlarının geriye yürütülemeyeceği hükmü yer almış ise de; Anayasa Mahkemesi bu hususta 22.1.1990 gün ve 20410 sayılı Resmi Gazete`

    `de yayımlanan 12.12.1989 gün ve 11-48 sayılı kararında; Henüz hukuki sonuçları tamamlanmamış ve hukuki sonuçlar doğurmaya devam eden bir kural tasarrufa; iptal kararlarından sonra geçerlik tanımak mümkün değildir. Anayasa`

    `nın bağlayıcılığı, Anayasa Mahkemesi Kararlarına tüm devlet organlarının uyma zorunluluğu ve Anayasa`

    `nın üstünlüğü Anayasa`

    `ya aykırı bir kuralın aykırılığının saptanmasından sonra uygulama alanı bulmasını kesinlikle önleyeceği kabul edilmektedir. Bu itibarla iptal edilen 308 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin konu ile ilgili hükümlerinin geçiş süresinde e uygulanma olanağının kalmadığının kabulü gerekmektedir.

    Sözleşmeli personel statüsünün düzenleme ve yürütme biçiminin özel hukuk esaslarından çok kamu hukuku esaslarına uygun bulunması karşısında İdare ile vatandaş arasında idare hukuku alanına giren bir anlaşmazlık söz konusu olmaktadır.

    İdare Mahkemeleri idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatları ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarını çözmekle görevli olduğundan, davacının sözleşmesinin idare tarafından feshinden doğan anlaşmazlığın görüm ve çözümü de idari yargının görevine girmektedir.

    SONUÇ : Anlaşmazlığın niteliğine göre davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğine, bu nedenle Adana 1. İdrare Mahkemesinin 22.8.1989 gün ve 269-789 sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına, 23.3.1992 gününde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.