T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2016 / 532

            KARAR NO  : 2016 / 518

            KARAR TR   : 24.10.2016

ÖZET : İcra takibine yapılan itirazın iptali ve davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesi istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

                                                          

 

K  A  R  A  R

 

Davacı         : E. Sigorta A.Ş.

Vekili           : Av. Z. Ş.

Davalılar      : 1-İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili           : Av. I. G. B.

                      2-Çekmeköy Belediye Başkanlığı

Vekilleri       : Av. Ce.A., Av. Y.G.

 

O L A Y      : Davacı vekili; müvekkili şirkete sigortalanan 34 … 7675 plakalı aracın S. Uluslararası Taşımacılık Oto. İnş. Bil. Dış Tic. Ltd. Şti.’ye ait olduğunu, sürücüsünün İ. Iş.olduğunu; aracın, 11.02.2013 tarihinde Çekmeköy Mevkii Sim Çelik Bulvarı üzerinde Taşdelen istikameti yönünde seyir halinde iken, sol ön kısımları ile parke taşlarına çarpması sonucu hasara uğradığını; olay yeri tespit tutanağında belirtildiği üzere kazanın oluşumunda yolun bakım ve onarımından sorumlu kuruluşun kusurlu bulunduğunu; hasar dolayısıyla zarar görene 07.03.2013 tarihinde 3.381.00.-TL hasar tazminatı ödendiğini; Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi gereğince halefiyet yetkisine haiz sigortalıya hasar bedelini ödeyen şirketlerinin, poliçe kapsamında meydana gelen hasar sebebiyle davalılardan kusuru nedeniyle tahsili gereken 3.381,00.-TL’nin tahsili için İstanbul 33. İcra Müdürlüğü’nün 2013/22563 E. sayılı dosyası ile icra takibine geçtiğini, borçluların bu takibe itiraz ettiğini; davalı borçlunun, haksız ve yasal dayanaktan yoksun olarak borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz ettiğini ifade ederek; , fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile İstanbul 33.İcra Müdürlüğü 2013/22563 E.sayılı dosyaya yapılan haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi istemiyle 24.4.2014 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesi; 25.4.2014 gün ve E:2014/133, K:2014/89 sayı ile, Mahkemelerinin görevsizliğine, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli bulunduğuna, karar kesinleştiğinde süresinde talep halinde dosyanın görevli bulunan İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiştir.

İSTANBUL 5.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 7.7.2015 gün ve E:2014/248, K:2015/355 sayı ile, Davacı vekilinin dava dilekçesi ile davalı Belediye Başkanlıklarının cevap dilekçelerini özetledikten sonra; “Dava idarenin kamu hizmeti kusuruna dayanılarak açılmıştır. Hizmet kusuruna dayalı olarak açılan davaların İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun'un 2. Maddesi uyarınca idari yargı yerinde açılması gerektiğinden davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:

1-Davanın yargı yolu nedeniyle reddine…” karar vermiş, temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17.Hukuk Dairesince, 17.12.2015 gün ve E:2015/17304, K:2015/14310 sayı ile onanan görevsizlik kararı kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu defa aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 6.İDARE MAHKEMESİ: : 7.4.2016 gün ve E:2016/633 sayı ile, “(…)

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 11.01.2011 tarih ve 6099 sayılı Kanunla değişik 110.maddesinde; " İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. " hükmüne yer verilmiştir.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67. maddesinde ise; "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir." hükmü bulunmaktadır.

(…)

Yukarıda yer verilen 2918 sayılı Kanun'un 110. maddesinde yer alan açık hüküm gereği karayolunda meydana gelen trafik kazasından kaynaklı sorumluluk davaları adli yargının görev alanına girmekte olup, yasa metni tüm sorumluluk davalarını kapsayıcı lafza sahip olduğundan iş bu davanın da görüm ve çözümünün adli yargı mercilerinin görevine girdiği açıktır.

Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından verilen 17.11.2014 tarih ve E:2014/898, K:2014/966 sayılı kararda da görevli yargı yerinin adli yargı mercileri olduğuna hükmedilmiştir.

Öte yandan, bakılmakta olan dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemine yönelik olup, yukarıda hükmüne yer verilen 2004 sayılı Yasa'nın 67. maddesi uyarınca, alacaklının, mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği hükme bağlanmış olup, anılan yasa maddesi uyarınca genel hükümler dairesinde alacağın varlığının ispatı için başvurulacak mahkemelerden kastın da adli yargı yerleri olduğu açıktır.

Bu durumda, karayolunda meydana gelen trafik kazasından kaynaklı tazminat davalarının (icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle açılan davaların) görüm ve çözümünün adli yargı yerlerine ait olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2014/248 sayılı dosyasının gönderilmesinin istenilmesine, anılan dosyanın temin edilmesi üzerine görev uyuşmazlığı çıkarılması için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, uyuşmazlığın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilmesine kadar ertelenmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 24.10.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının onaylı örneğinin Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali ve davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesi istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

2004 sayılı Yasanın 67. maddesi;  (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu kapsamında açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu dolayısıyla, İstanbul 6.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile İstanbul 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 7.7.2015 gün ve E:2014/248, K:2015/355 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 6.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile İstanbul 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 7.7.2015 gün ve E:2014/248, K:2015/355 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 24.10.2016  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN