Hukuk Bölümü 2007/494 E., 2008/157 K.

"İçtihat Metni"

Mamak Belediye Encümeni'nin 25.3.2004 gün ve 30 sayılı kararı ile, Abidinpaşa Tıp Fakültesi Caddesi Keybi Market önünde bulunan seyyar tezgahta 20.12.2003 tarihinde 190 adet bandrolsüz CD satan Yalçın Büksel'in 3257 sayılı Sinema, Video ve Müzik Eserleri Kanunu'nun 12. maddesine göre toplam 16.472.312.200.- TL para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili, para cezasının kaldırılması istemiyle adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

ANKARA 11. SULH CEZA MAHKEMESİ; 7.7.2004 gün ve 2000/68 Müt.(2004/168 Müt.) sayı ile, muteriz Yalçın Büksel vekili, 19.04.2004 tarihli dilekçesiyle, Mamak Belediye Encümeni'nin vermiş olduğu 25.3.2004 tarih ve 160 kayıt no, 30 sayılı kararına istinaden verilen para cezasının kaldırılması isteminde bulunduğu, Mamak Belediye Encümeni'ne ait 25.3.2004 tarih ve 30 sayılı kararına ait dosyanın celb edildiği ve yapılan inceleme sonucunda verilen para cezasının idari nitelikte olduğu ve bu davalara bakmanın idare mahkemelerinin görev alanı içerisine girmesi nedeniyle görev yönünden reddine karar vermenin icap ettiği gerekçesiyle 2577 sayılı Yasa'nın 9. maddesi uyarınca görevsizlik kararı vermiş; bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 4. İDARE MAHKEMESİ; 24.8.2004 gün ve E:2004/2550, K:2004/1202 sayı ile, davanın, davacının, bandrolsüz CD sattığından bahisle hakkında 25.3.2004 tarih ve 30 karar nolu davalı idare işlemi ile kesilen 16.472.312.200.-TL para cezasının iptali istemiyle açıldığı, 3257 sayılı Sinema, Video ve Müzik Eserleri Kanunu'nun 12/4. maddesinde; "İdari cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz. İtiraz, zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. İtiraz üzerine verilen cezalar kesindir" hükmünün yer aldığı, dava dosyasının incelenmesinden, davacıya bandrolsüz CD sattığından bahisle 3257 sayılı Kanun'un 12. maddesi uyarınca 16.472.312.000.-TL para cezası verilmesine ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle bakılan dava açılmış ise de; yukarıya alınan Yasa hükmü uyarınca sözü edilen idari para cezalarına karşı açılacak davalara bakmakla görevli mahkemenin sulh ceza mahkemesi olarak belirlendiği göz önüne alındığında, Mahkemelerinin görev alanına girmeyen uyuşmazlığın esasının incelenme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine DANIŞTAY ONUNCU DAİRESİ'nin 13.3.2007 gün ve E:2005/749, K:2007/1093 sayılı kararı ile, davanın, davacının seyyar tezgahta bandrolsüz CD sattığı gerekçesiyle 3257 sayılı Yasa'nın 12. maddesi uyarınca 16.472,31-YTL idari para cezası verilmesine ilişkin Mamak Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle açıldığı, uyuşmazlık tarihinde yürürlükte olan 3257 sayılı Sinema, Video ve Müzik Eserleri Kanunu'nun "idari ceza" başlığını taşıyan 12 nci maddesinde; "9 uncu madde hükmüne aykırı olarak işletme belgesiz veya bandrolsüz ve özel işaretsiz eserlerin ve kopyalarının herbiri için 10.000 lira para cezası tahsil edilir. Belediye sınırları dışında bu cezalar, mahallin en büyük mülki amirliği tarafından verilir. Bu cezalar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre malmemurluğunca tahsil edilir. İdari cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz, itiraz, zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. İtiraz üzerine verilen cezalar kesindir" hükmü yer almakta iken, bu maddenin, 3.3.2004 tarih ve 5101 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un 8. maddesiyle "Bandrol kullanımına ilişkin ihlallerde uygulanacak ceza hükümleri" madde başlığıyla, "Bu Kanunun bandrol kullanımına ilişkin hükümlerine aykırı fiillerde bulunanlar hakkında, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 81 inci maddesinde öngörülen cezalar uygulanır" şeklinde yeniden düzenlendiği, maddede atıfta bulunulan 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 81 inci maddesinin de anılan 5101 sayılı Yasa'nın 24. maddesiyle değiştirildiği; anılan maddede, musiki ve sinema eserlerinin çoğaltılmış nüshaları ile süreli olmayan yayınlara bandrol yapıştırılması ve Bakanlıkça bastırılıp satılacak olan bandrollerin alınabilmesi için bandrol talebinde bulunanın yasal hak sahibi olduğunu beyan eden bir taahhütnameyi imzalaması zorunluluğunun getirildiği; bu maddede belirtilen ihlallerde, genel kolluk ve zabıta tarafından yetkili ve görevlilerin ihbarı üzerine harekete geçilerek, usulsüz ve izinsiz olarak çoğaltılmış ve yayılmış nüsha ve yayınlar ile bunları çoğaltmaya yarayan her türlü araç ve diğer delillerin toplanarak Cumhuriyet Savcısına suç duyurusuyla birlikte sevk edileceğinin öngörüldüğü ve adli makamlarca yapılacak işlemlerin açıklandığı, öte yandan, 5101 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un 26. maddesiyle 5846 sayılı Yasaya eklenen Ek 10. maddede, idari para cezalarına ilişkin düzenleme yapıldığı, söz konusu maddede; "para cezaları ilgililere usulüne göre tebliğ edilir. Bu para cezalarına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir, itiraz üzerine işlemler durmaz. Mahkemenin itiraz üzerine verdiği kararlar kesindir. İtiraz, zorunlu görülmeyen hallerde evrak üzerinden inceleme yapılarak ve kısa sürede sonuçlandırılır" hükmüne yer verildiği, bu düzenlemelerden; 3257 sayılı Yasa'nın "idari ceza" uygulamasına ilişkin 12. maddesinin değiştirilerek, atıf yapılmak suretiyle 5846 sayılı Yasa'nın değişik 81 inci maddesinde düzenlenen "adli ceza" uygulamasına geçildiği, bununla beraber "idari ceza" uygulamasından vazgeçilmeyerek 5101 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un 26. maddesiyle 5846 sayılı Yasa'ya eklenen Ek 10. maddede sayılan hallerde idari para cezası uygulanmasının öngörüldüğünün anlaşıldığı, dava dosyasının incelenmesinden, 17.12.2003 tarihinde Ankara Valiliği'ne yapılan şikayet üzerine 20.12.2003 tarihinde Abidinpaşa Tıp Fakültesi Caddesi Keybi Market önünde yapılan denetimde davacının bandrolsüz 190 adet CD sattığının tutanakla tespit edildiği, daha sonra davacının Güvenlik Şube Müdürlüğü'nde ifadesi alındığı ve aynı gün serbest bırakıldığı, Ankara Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün 15.1.2004 tarih ve 386 sayılı yazısı ile Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulması üzerine Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan tahkikat sonucunda 30.1.2004 tarihli kararla, 3257 sayılı Yasa'nın yürürlükte bulunan 12 nci maddesi uyarınca görevsizlik kararı verilerek gereği yapılmak üzere dosyanın davalı idareye gönderildiği, 3.3.2004 tarihinde 3257 sayılı Yasa'nın 12 nci maddesinin yukarıda anılan şekilde değiştiği, aynı tarihli Zabıta Müdürlüğünün 355 sayılı yazısına istinaden davalı idare Encümeni'nce (anılan değişiklikten sonra) 25.3.2004 tarihinde değişiklik dikkate alınmadan 3257 sayılı Yasa'nın 12 nci maddesi uyarınca idari para cezası verildiği ve bu işlemin 7.4.2004 tarihinde davacının annesine tebliğ edilmesi üzerine 23.8.2004 havale tarihli görülmekte olan davanın açıldığının anlaşıldığı, bu durumda, davacıya para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemin 3257 sayılı Sinema, Video ve Müzik Eserleri Kanunu'nun 12. maddesi uyarınca tesis edildiği anlaşılmakla birlikte, 5101 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 12.3.2004 tarihinden itibaren, bu uyuşmazlıklarla ilgili olarak sulh ceza mahkemeleri yerine, idari yargı yerlerinin görevli kılınması ve yukarıda yazılı hükümler ile de, anılan Yasalar uyarınca verilen para cezalarına yapılan itiraz üzerine idare mahkemesince verilen kararların kesin olduğunun belirtilmesi karşısında, bu kararların temyizen incelenmesine hukuki olanak bulunmadığı gerekçesiyle temyiz istemi incelenmeksizin reddedilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Erdoğan BUYURGAN, Habibe ÜNAL, Ayper GÖKTUNA, Muhittin KARATOPRAK ve Gürbüz GÜMÜŞAY'ın katılımlarıyla yapılan 2.6.2008 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu'nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, "2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, 'ceza uyuşmazlıkları' ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının 'hukuk uyuşmazlığı' sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar 'ceza davası' olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği..." açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

Adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ'un, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU'nun, davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, 3257 sayılı Yasa'ya aykırı olarak bandrolsüz CD sattığından bahisle davacıya verilen idari para cezasının kaldırılması istemiyle açılmıştır.

23.1.1986 tarih ve 3257 sayılı Sinema, Video ve Müzik Eserleri Kanunu'nun "İdari Ceza" başlığını taşıyan 12. maddesi "9 uncu madde hükmüne aykırı olarak işletme belgesiz veya bandrolsüz ve özel işaretsiz eserlerin ve kopyalarının her biri için belediyelerce 10.000 lira para cezası tahsil edilir.

Belediye sınırları dışında bu cezalar, mahallin en büyük mülki amirliği tarafından verilir.

Bu cezalar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre mal memurluğunca tahsil edilir.

İdari cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz. İtiraz, zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. İtiraz üzerine verilen cezalar kesindir" hükmünü taşımakta iken, 3.3.2004 tarih ve 5101 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un 8. maddesi ile başlığıyla birlikte değiştirilmiş ve "Bandrol kullanımına ilişkin ihlâllerde uygulanacak ceza hükümleri:" başlığıyla "Bu Kanunun bandrol kullanımına ilişkin hükümlerine aykırı fiillerde bulunanlar hakkında, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 81 inci maddesinde öngörülen cezalar uygulanır." şeklinde yeniden düzenlenmiş olup, maddede atıfta bulunulan 5846 sayılı Yasa'nın 81. maddesi de anılan 5101 sayılı Yasa'nın 24. maddesiyle değiştirilmiş ve sözü edilen değişik 81. maddede, musiki ve sinema eserlerinin çoğaltılmış nüshaları ile süreli olmayan yayınlara bandrol yapıştırılması ve Bakanlıkça bastırılıp satılacak olan bandrollerin alınabilmesi için bandrol talebinde bulunanın yasal hak sahibi olduğunu beyan eden bir taahhütnameyi doldurması zorunluluğu getirilmiş; bu maddede belirtilen ihlâllerde, genel kolluk ve zabıta tarafından yetkili ve görevlilerin ihbarı üzerine harekete geçilerek, usulsüz ve izinsiz olarak çoğaltılmış ve yayılmış nüsha ve yayınlar ile bunları çoğaltmaya yarayan her türlü araç ve diğer delillerin toplanarak Cumhuriyet Savcısına suç duyurusu ile birlikte sevk edileceği öngörülmüş; Cumhuriyet Savcısının talebi üzerine usulsüz çoğaltılmış nüsha ve yayınlar ile teknik araçlar ve işyerleri hakkında yetkili mahkemece hangi yaptırımların uygulanacağı belirtilmiş; 7. fıkrasında, bu Kanun kapsamında korunan, yasal olarak çoğaltılmış bandrollü nüshaların da yol, meydan, pazar, kaldırım, iskele, köprü ve benzeri yerlerde satışına yasak getirilmiş; 9. fıkrasında ise, 3 bent halinde, bu Kanun hükümlerine aykırı kasıtlı fiiller nedeniyle açılacak kamu davasında mahkemece hükmedilecek hapis ve ağır para cezaları düzenlenmiştir.

Öte yandan, anılan 5101 sayılı Yasa'nın 26. maddesiyle 5846 sayılı Yasa'ya eklenen Ek 10. maddede "Aşağıda belirtilen hallerde idari para cezası uygulanır:

1- Bu Kanun kapsamında korunan, yasal olarak çoğaltılmış, bandrollü nüshaların yol, meydan, pazar, kaldırım, iskele köprü ve benzeri yerlerde satışını yapanlar hakkında üçmilyar lira.

2- 44 üncü madde gereğince alınması zorunlu sertifikaları almaksızın faaliyet gösteren, 81 inci maddede belirtilen taahhütnamenin bir kopyasını almaksızın, bandrol alınması zorunlu fikir ve sanat eserlerini çoğaltan kişiler hakkında küçük işletmeler için onmilyar lira, orta büyüklükteki işletmeler için otuzmilyar lira, büyük işletmeler için yüzmilyar lira.

3- Ek 5 inci madde hükümlerine aykırı olarak derlenmesi gereken eserleri süresi içinde vermeyen kişiler hakkında beşmilyar lira.

Bu maddede öngörülen para cezaları gerekçesi belirtilmek suretiyle mülki idare amirlerince verilir.

Para cezasının, tutanağın tebliği tarihinden itibaren on gün içinde ödenmesi gerekir. On gün içinde ödenmeyen cezalar iki katına çıkar ve ödeme süresi on gün daha uzar, bu süre içinde de ödenmeyen cezalar üç katına çıkar. Cezanın ödenmiş olması, yükümlülükleri ortadan kaldırmaz. Bu maddeye göre verilen para cezaları 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca tahsil edilir.

Para cezaları ilgililere usulüne göre tebliğ edilir. Bu para cezalarına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz üzerine işlemler durmaz. Mahkemenin itiraz üzerine verdiği kararlar kesindir. İtiraz, zorunlu görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak ve kısa sürede sonuçlandırılır." hükümlerine yer verilmiştir.

Bu arada, 21.7.2004 tarih ve 25529 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5224 sayılı Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanun'un 16. maddesiyle 3257 sayılı Yasa yürürlükten kaldırılmış ve "İşaret ve ibarelerin kullanılmaması" başlıklı 13. maddesinde "Değerlendirme ve sınıflandırma sonucu zorunlu tutulan işaret ve ibarelerin kullanılmaması halinde, Bakanlığın talebi veya üçüncü kişilerin ihbarı üzerine mülki idare amirlerince filmlerin gösterim ve dağıtımı durdurulur.

Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak;

a) Zorunlu tutulduğu halde gerekli işaret ve ibareleri taşımayan filmlerin dağıtım ve gösterimini yapanlara onmilyar lira,

b) Zorunlu tutulduğu halde gerekli işaret ve ibareleri kullanmayan filmlerin yapımcılarına ellimillyar lira ,

c) Üzerindeki işaret ve ibarelere rağmen, bu işaret ve ibarelere uyulmaksızın dağıtım ve gösterim yapanlara ellimilyar lira,

İdari para cezası verilir.

Bu maddede öngörülen idari para cezaları o yerin en büyük mülki amiri tarafından verilir. Verilen idari para cezalarına dair kararlar ilgililere 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. İtiraz, zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. İdari para cezaları 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur. İdari para cezasının ödenmiş olması, yükümlülükleri ortadan kaldırmaz" hükümlerine yer verilmiştir.

Bu düzenlemelerden: 3257 sayılı Yasa'nın "idari ceza" uygulamasına ilişkin 12. maddesi değiştirilerek yapılan atıf suretiyle 5846 sayılı Yasa'nın değişik 81. maddesinde düzenlenen "adli ceza" uygulamasına geçildiği; bununla beraber, yasakoyucu tarafından "idari ceza" uygulamasından vazgeçilmediği ve 5846 sayılı Yasa'ya eklenen Ek 10. madde ile 5224 sayılı Yasa'nın 13. maddesinde sayılan hallerde idari para cezası uygulanacağının öngörüldüğü; ancak, idari cezalara karşı yapılacak itirazların görüm ve çözümünde, 3257 sayılı Yasa'nın değiştirilen 12. maddesine göre sulh ceza mahkemeleri görevli iken, 5101 sayılı Yasa ile 5846 sayılı Yasa'ya eklenen Ek 10. madde ile 5224 sayılı Yasa'nın 13. maddesinde idare mahkemelerinin görevli kılındığı anlaşılmaktadır.

Ancak, 23.01.2008 gün ve 5728 sayılı Kanun'un 146. maddesi ile 5101 sayılı Yasa ile 5846 sayılı Yasa'ya eklenen Ek 10. maddede ve yine 5728 sayılı Kanun'un 555. maddesi ile 5224 sayılı Yasa'nın 13. maddesinde yapılan değişiklik sonucu, 5846 ve 5224 sayılı Yasalarda idari para cezalarına karşı yapılacak itirazlara bakmakla görevli mahkeme konusunda düzenlemeye yer verilmemiştir.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

Buna göre, davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği açıktır.

Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevli hale gelmiş ise, mahkemenin, artık görevsizlik kararı veremeyip davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

Bu durum karşısında:

1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun Geçici 2. maddesinde, "Bu Kanun hükümleri, yürürlüğe girdiği tarih itibariyle idare mahkemelerinde dava açılarak iptali istenen idari yaptırım kararları hakkında uygulanmaz." denilmesi ve İdare Mahkemesinde davanın açıldığı tarihin 2004 yılı olması nedeniyle, bakılan uyuşmazlıkta, bu Yasa hükümlerinin uygulanması olanağı olmadığı gibi, 3257 sayılı Yasa'nın 12. maddesi değiştirilerek 5846 sayılı Yasa'nın değişik 81. maddesinde düzenlenen adli ceza uygulamasına geçildiği ve daha sonra da 3257 sayılı Yasa 5224 sayılı Yasa ile yürürlükten kaldırıldığı gözetildiğinde, idare hukukunun bir müeyyidesi olan idari para cezasına ilişkin bu uyuşmazlığın görüm ve çözümünde, idari yargı yerlerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 4. İdare Mahkemesi'nin 24.8.2004 gün ve E: 2004/2550, K: 2004/1202 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 2.6.2008 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.