T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2020/741

KARAR NO  : 2021/17     

KARAR TR  : 25/01/2021

 

ÖZET: Davalı kurum bünyesinde 16/01/2010 tarihinden bu yana düzenlenen süreli sözleşmelerle, yabancı misafir sanatçı unvanı ile orkestra sanatçısı olarak görev yapan davacının; 65 yaşını doldurduğundan bahisle 30/06/2019 tarihi itibariyle feshedilen iş akdi nedeniyle hak ettiği ileri sürülen kıdem ve ihbar tazminatları ile ulusal, bayram ve genel tatil alacağının faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

K A R A R

 

          Davacı  : A.A.

          Vekili  : Av. O.Ç.

          Davalı: Antalya Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü

          Vekili  : Av. Ö.E.

 

          I. DAVA KONUSU OLAY                

          1. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kuruma ait işyerinde 16/01/2010 tarihinden 30/06/2019 tarihine kadar yabancı misafir sanatçı olarak çalıştığını, yönetmelik gereği 65 yaş üzeri sanatçıların istihdam edilemeyeceği gerekçesiyle ihbar sürelerine uyulmaksızın iş akdinin sona erdirildiğini, davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmasının olduğunu beyanla kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve UBGT ücret alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

          II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

          A. Adli Yargıda

          2. Antalya 5. İş Mahkemesinin 24/01/2020 tarihli ve E.2019/385, K.2020/70 sayılı dosyasında, "HMK 114/1 -b, 115/2 maddeleri gereğince dava şartı bulunmadığından davanın usulden reddine" karar verilmiştir. Karar gerekçesinin ilgili kısmı şu şekildedir;

          "...Dosya kapsamında yer alan belgeler, davacı ile imzalanan sözleşme örnekleri, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca davacının davalı iş yerinde yabancı uyruklu misafir sanatçı sözleşmelerine istinaden sözleşmeli personel olarak istihdam edildiği, "Yargıtay 7.HD 03.03.2016 tarih 2016/6610E 2016/5416K , Yargıtay 7.HD. 05. 06.2014 tarih 2914/1232E 2014/ 12485K , Yargıtay 22HD. 2018/1927E 2018/4677K , Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7.HD 201971668E 2019/1755K, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8.HD 2019/1521E 2019/1778K" sayılı ilamları dikkate alındığında davanın tarafları arasındaki ilişkinin statü hukukunu ilgilendirdiği, yabancı uyruklu/Türk uyruklu misafir sanatçı sözleşmelerine tabi çalışanların özlük hakları yönünden 4857 sayılı, yasaya tabi olmadıkları ve davacının işçi sıfatını taşımadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği.."

          3. Karar istinaf başvurusunun kesin olarak reddedilmesiyle 22/10/2020 tarihinde kesinleşmiştir.

          4. Davacı vekili benzer taleple idari yargı yerinde dava açmıştır.

          B. İdari Yargıda

          5. Antalya 2. İdare Mahkemesi 02/12/2020 tarihli ve 2020/1002 sayılı kararla, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi'nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vererek, 18/12/2020 tarih ve 2020/1002 esas sayılı üst yazı ile Mahkememize müracaat etmiştir. Karar gerekçesinin ilgili kısmı şu şekildedir;

          "...506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2. maddesinde "Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar...” denilmiş, aynı Yasanın “Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri” Başlıklı 134. maddesinde, “Bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür” hükmüne yer verilmiş; 506 sayılı yasa hükümleri 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5510 sayılı Kanunun 3.maddesinde; kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişi sigortalı olarak tanımlanmış; 79. madde ile başlayan Dördüncü Kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiş; 101. maddesinde “Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür” denilmiştir.

          Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 1. maddesinde. Kanunun amacının, işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek olduğu belirtilmiş; “İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi’’ hususuna Kanunun 8.maddesi ve devamında; kıdem tazminatı, ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlara ise. Kanunun değişik maddelerinde yer verilmiştir.

          Diğer taraftan; 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde, “İş Kanunu’na göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç), işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur.

          Bu mahkemeler:

          A) (Mülga: 18/10/2012-6356/81 md.)

          B) İşçi Sigortalan Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakarlar.

          İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerdeki bu davalara o yerde görevlendirilecek mahkeme tarafından, temsilci üyeler alınmaksızın, bu kanundaki esas ve usullere göre bakılır. Fiili ve hukuki imkansızlıklar dolayısıyla iş mahkemesinin toplu olarak görevini yapamadığı hallerde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır. (Ek fıkra: 2/7/2012-6352/39 md.) Birden fazla iş mahkemesi bulunan yerlerde, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davaların görüleceği iş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir." denilmiştir.

          Dava dosyasının incelenmesinden; Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünde yabancı uyruklu misafir sanatçı olarak çalışan davacının 375 sayılı KHK'nın Ek 26. maddesi uyarınca 65 yaşını doldurduğundan bahisle 30/06/2019 tarihi itibariyle feshedilen iş akdi nedeniyle alması gereken 40.000,00 TL kıdem tazminatı, 1.000,00 TL ihbar tazminatı, 100.00 TL UGBT alacağı olmak üzere toplam 41.100,00 TL'nin fesih tarihinden itibaren yasal faiziyle tazmini istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

         

          Bu durumda, davacının çalışma biçimi ile idareyle imzalanan sözleşme hükümlerine bakıldığında; davacı ile davalı kurum arasındaki hukuki ilişkide hizmet akdinin denetim, gözetim, zaman, bağımlılık ve ücret unsurlarının bulunduğu, davacının çalışmalarının 506 ve 5510 sayılı Yasalar kapsamında gerçekleştiği, sigortasının bu kapsamda yatırıldığı, taraflar arasında, idari sözleşmenin asli unsurları olan, idarenin tek taraflı, üstün hak ve yetkilerle donatılmasına yönelik kuralların bulunmadığı; taraflar arasında hizmet ilişkisinin mevcut olduğu, sözleşmelerin içeriğinde davacının, 657 sayılı Yasaya tabi olduğu yönünde ibarenin bulunmadığı, davacının statüsünün ve davadaki istemlerinin 4857 Sayılı Yasa kapsamına girdiği değerlendirilmiştir.

          Buna göre; davacının statüsü dikkate alındığında ve iş mevzuatından kaynaklanan talepleri gözetildiğinde; uyuşmazlığın, görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

          Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 28.11.2016 tarih ve E:2016/504, K:2016/556 sayılı kararı da bu yöndedir.

          Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı mercilerinin görev alanına girdiği sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi'nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için ilk görevsizlik kararını veren Antalya 5. İş Mahkemesi'nin E:2019/385 esasına kayıtlı dava dosyasının ilgili mahkemeden getirtilmek suretiyle işbu dosya ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine..."

          III. İLGİLİ MEVZUAT

          6. 1309 sayılı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü Kuruluşu Hakkında Kanunun;

          4. maddesi: "a) Genel Müzik Yöneticisi (Başorkestra Şefi niteliğinde), orkestra şefleri ve yardımcıları, başrejisör, rejisörler ve yardımcıları, koro sanatçıları, opera solistleri, orkestra sanatçıları, koro şefi ve yardımcıları, başkoreograf, bale başöğretmeni koreograflar, kordöbale şefi ve yardımcıları, bale öğretmenleri, bale sanatkarları, kostüm kraatörleri, Sanat Teknik Müdürü, bale- notatörleri, dekoratörler, başdekoratör, şan pedagogları, başkorrepetitör Devlet Opera ve Balesi sanatkar memurlarıdır.

          b) Repetitörler, korrepetitörler, başdromaturg ve dramaturglar, teknik müdür, başrealizatör, başışık uzmanı, başperukacı Orkestra Müdürü (Müzisyen), suflörler, lutiyeler, kondüvitler, bale piyanistleri Devlet Opera ve Balesi uygulatıcı uzman memurlarıdır.

          c) Işık uzmanları, perukacılar, realizatörler, sahne uzmanları, atelye şefleri, butaforlar, kaşörler, kostümcüler, sahne marangozları, sahne demircileri, sahne makinistleri, kopistler, sahne müdürü ve yardımcıları, akortçular, desinatörler, makyajcılar, aksesuvarcılar, sahne kunduracıları, saz tamir atelyesi şefi ve yardımcıları, opera yardımcı sınıf elemanları ile Teknik Kurul tarafından görevlerinin özelliği belirtilecek ihtısası bulunan elemanlar da Devlet Opera ve Balesi uzman memurları adını alırlar"

          8. maddesi: "Devlet Opera ve Balesinde Devlet Konservatuvarı mezunları dışından da sanatkar istihdam edilebilir. Bu gibi sanatkarlar, teknik kurul tarafından sınava tabi tutularak gösterecekleri başarı ve kabiliyet derecesine göre kurulca tespit edilecek ücretlerle sanatkar olarak ve idari sözleşme ile hizmete alınırlar"

          10. maddesi: "Genel Müdürlükte genel müdürle, müdürlüklerde müdürle sanatkarlar, uygulatıcı uzman memurlar ve sair sözleşmeli görevliler arasında yapılacak idari sözleşmeler noter huzurunda yapılmış sözleşmeler hükmündedir ve hiçbir harç, vergi ve resme tabi değildir"

          12. maddesi: "a) Devlet Opera ve Balesi sanatkarları, uygulatıcı uzman memurlar ile uzman memurları ve stajiyerler tespit edilecek ehliyet ve iktidarları nazarı itibara alınarak aşağıda gösterilen ücretlerle çalıştırılırlar.

          Stajyer ayda 1 200 TL.

          Uzman memurlar ayda 800 TL. - 3 500 TL.

          Uygulatıcı uzman memurlar ayda 1.000 TL. - 4 250 TL.

          Sanatkar memurlar ayda 1 500 TL. - 5 500 TL.

          b) Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü ile Opera ve Bale müdürlerine en yüksek sanatkar memur ücretine ilave olarak, Cumhurbaşkanınca tayin edilecek miktarda idare ve temsil ödeneği verilir"

          Hükümlerini içermektedir.

          7. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. Maddesi şu şekildedir:

          "1. (Değişik: 10/6/1994-4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:...

          ...c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleş-melerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar"

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

8. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 25/01/2021 tarihli toplantısında 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

9. Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

10. Dava, davalı kurum bünyesinde 16.01.2010 tarihinden bu yana düzenlenen süreli sözleşmelerle, yabancı misafir sanatçı unvanı ile orkestra sanatçısı olarak görev yapan davacının; 65 yaşını doldurduğundan bahisle 30/06/2019 tarihi itibariyle feshedilen iş akdi nedeniyle hak ettiği ileri sürülen kıdem ve ihbar tazminatları ile ulusal, bayram ve genel tatil alacağının faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.

11. Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, davalı idare bünyesinde çalışmaya başladığı 16.01.2010 tarihinden, 30/06/2019 tarihine kadar orkestra sanatçısı olarak görev yaptığı, 65 yaşını doldurduğu gerekçesiyle de 30/06/2019 tarihinden itibaren sözleşme yenilenmediği, bunun üzerine kıdem ve ihbar tazminatları ile UBGT tahsili istemine ilişkin alacak davası açıldığı anlaşılmıştır.

12. Öte yandan, davacı ile davalı Kurum arasında yenilenen “Yabancı Uyruklu Misafir Sanatçı Sözleşmeleri” irdelendiğinde; davacının Yabancı Uyrukla Misafir sanatçı pozisyonunda, Orkestra Sanatçısı ünvanında ve sigortalı olduğu; görevi karşılığı, kanuni kesintiler yapıldıktan sonra her ay için alacağı net ücretin aylık çalışma sonunda ödeneceği; İdarenin, yurtiçinde ve yurtdışında yapılacak etkinlikler için (temsiller, konserler, turneler, festivaller vb.) sanatçıyı, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü sanatçılarına uygulanan esaslar çerçevesinde (yolluk vererek) görevlendirebileceği; sanatçının, sözleşme süresinde, idarenin yürürlükte bulunan kanun, yönetmelik, genelge ve emirlerine uymayı kabul edeceği, sözleşme süresi içinde Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü veya Müdürlüklerince pozisyon unvanı ile ilgili verilen her türlü görevi yapmakla hükümlü olduğu; sanatçının, sözleşme süresi içinde idarenin izni olmadıkça başka kurum ve kuruluşlarda özel veya resmi görev alamayacağı, yurtiçi veya yurtdışında idarenin onayı ile başka kurumlarda sanatsal etkinliklerde görev aldığı sürede ücretsiz izinli sayılacağı; sanatçının görevinde ve hizmetin yürütülmesinde, mesai saatlerine ve çalışma programına uyumda, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü sanatçılarına ait sözleşmenin devam ve disiplin ile ilgili hükümlerinin uygulanacağı; tarafların, sözleşmenin devamı sırasında iptaline karar verdiklerinde bu kararlarını iki ay öncesinden birbirlerine yazılı olarak bildirmek zorunda oldukları; sanatçının artistik yetenekleri veya Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü bünyesi içindeki diğer davranışları ve sanatsal çalışmalarının idarece yeterli görülmediği durumlarda 2 aylık süre beklenmeksizin bu sözleşmenin idarece iptal edilebileceği; bu durumun, sanatçı için herhangi bir yasal itiraz hakkı doğurmayacağı, sözleşmelerin süre sonunda her hangi bir bildirime gerek kalmadan sona ereceği hususlarına yer verildiği, sözleşmenin davacı sanatçı ile Müdür ve Sanat Yönetmeni tarafından karşılıklı imza altına alındığı görülmüştür.

          13. İdare, özel hukuk kişileri gibi özel hukuk sözleşmeleri yapabildiği gibi; kamusal yetkisinin verdiği üstünlük ve ayrıcalıklara dayanarak konusu, hüküm ve koşulları bakımından özel hukuk sözleşmelerinden farklı olan sözleşmeler de yapabilir. İdare hukuku esaslarına tabi bulunan bu sözleşmeler “idari sözleşme” olarak adlandırılırlar. İdarenin, genel ehliyetini kullanarak, sözleşme serbestisi ve tarafların eşitliği gözetilerek gerçekleştirdiği sözleşmelerin tamamen özel hukuk hükümlerine tabi olması ve dolayısıyla bunların yargısal denetiminin adli yargı yerince yapılmasına karşılık, idari dava türlerinin sayıldığı yukarıda yer verilen 2577 sayılı Yasa’nın2/1-c maddesi kapsamındaki idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünde ise idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

          14. Davacının çalışma biçimi ile idareyle imzalanan sözleşme hükümlerine bakıldığında; idarenin 1309 sayılı Yasanın yukarıda yer verilen hükümleri uyarınca ve kamusal nitelikte üstün hak ve yetkilere dayanarak yaptığı sözleşmenin idari nitelikte olduğu tartışmasızdır. Zira sözleşmede davacının serbest iradesinden söz edilemeyeceği gibi ücretlendirmenin dahi yasal düzenleme ile belirlendiği açıktır. Kaldı ki Yasakoyucu sözleşmenin idari nitelikte olduğunu Kanunda açıkça belirtmiştir.

          15. Buna göre; yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve davacının statüsü ile sözleşmenin niteliği dikkate alındığında, uyuşmazlığın, idare hukuku hükümlerine göre görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

          16. Mahkememizin emsal olaylara ilişkin olarak verdiği istikrar kazanmış 2020/15 E. 2020/70 K. 2020/137 E. 2020/376 K. 2020/141 E. 2020/166 K. 2020/240 E. 2020/335 K. 2020/291 E. 2020/377 K. 2020/296 E. 2020/336 K. 2020/390 E. 2020/473 K. sayılı ilamları da bu yöndedir.

17. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Antalya 2. İdare Mahkemesinin 02/12/2020 tarihli ve 2020/1002 sayılı başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

          V. HÜKÜM

          Açıklanan gerekçelerle;

          A. Davanın çözümünde İDARİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,

          B. Antalya 2. İdare Mahkemesinin 02/12/2020 tarih ve 2020/1002 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE,

          25.01.2021 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

Celal Mümtaz

AKINCI

Üye

Şükrü

BOZER

Üye

Mehmet

AKSU

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN