Hukuk Bölümü         2013/1263 E.  ,  2013/1464 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : R.G.

Vekili      : Av. H.Ö.

Davalı      : Konyaaltı Belediye Başkanlığı

Vekili      : Av. A.Y.

O L A Y      : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının Antalya İli, Konyaaltı İlçesi, Arapsuyu Mahallesi, 175 parsel (20155 ada 1 nolu parsel, 20155 ada 2 nolu parsel, 20156 ada 5 parsel), Arapsuyu Mahallesi, 1032 parsel (20235 ada 1 parsel), Arapsuyu Mahallesi, 128 ve 131 parsel (20229 ada 1 parsel ve 20229 ada 6 parsel) sayılı taşınmazların maliki olduğunu, davalı tarafından söz konusu taşınmazlara yasal zayihatın çok üzerinde DOP alınmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından, fazla kesilen DOP da kamulaştırmasız el atma mahiyetinde olduğundan bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekili süresi içerisinde mahkeme ye sunduğu cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunmuştur.

Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesi : 21.02.2013 gün, E:2012/494 sayı ile özetle, davalı Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekilinin idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolundaki süresi içerisinde sunduğu dilekçe üzerine dava dosyasının örneği Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

Danıştay Başsavcısı: “…3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18'inci maddesi uyarınca arazi ve arsa düzenlemesi kapsamında yapılan imar uygulamalarına ilişkin işlemler, kamu gücüne dayalı olarak tek yanlı ve re'sen tesis edilen idari işlemler niteliğindedir.

Dosyanın incelenmesinden; Antalya İli, Konyaaltı İlçesi, Arapsuyu Mahallesi, 20155 ada 1 sayılı parsel ve 20229 ada 6 sayılı parselin 1/1000 ölçekli uygulama imar planında Belediye Rekreasyon Alanı, 20155 ada 2 sayılı parselin Resmi Kurum Alanı, 20235 ada 1 sayılı parselin Park Alanı, 20229 ada 1 sayılı parselin ve 20156 ada 5 sayılı parselin Konut-Turizm-Günübirlik Tesis Tercihli Kullanım Alanı olarak ayrıldığı, mülga 6....5 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca (3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca) % 33,98 oranında düzenleme ortaklık payı alındığı, davacının, imar uygulaması sonucu düzenleme ortaklık payı adı altında kamuya bedelsiz terk edilecek olan kısma kamulaştırmasız el atıldığından bahisle şimdilik 30.000 TL.'nin yasal faiziyle birlikte tahsiline hükmedilmesi istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır.

İmar uygulaması sonucu meydana gelen değer artışları karşılığında düzenleme ortaklık payı adı altında bedelsiz olarak alman hissenin bedelinin ödenmesi gerektiği iddiasıyla açılan dava, kamulaştırmasız el atma hukuki temeline oturtulmak istenilmiş ise de; davanın konusu, davalı idarece mülga 6....5 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca (3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca) kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan uygulama işlemleri sonucunda kamuya terk edilmesi gereken, davacıya ait hisse bedelinin tazminine ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamına girdiğinde kuşku bulunmamaktadır.

Bu bakımdan, parselasyon işlemi sonucunda uğranılan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde İdari Yargı yerinde çözümlenmesi gerekmektedir.” demek suretiyle, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi ne gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi  Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Bahri AYDOĞAN, Abdullah ERGİN, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 07.10.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve dahi 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, Konyaaltı Belediye Başkanlığı açısından, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, imar uygulaması sonucu davacıya ait taşınmazlara yasal zayiatın çok üzerinde ortaklık payı kesilmesi suretiyle taşınmazlara kamulaştırmasız el atıldığından bahisle bedelinin ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesinde, “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıT.ı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.

Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve Ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi U.mî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.

Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen Umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır.

Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır.

Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez…” hükmü yer almaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden; davalı idarece, davacının taşınmazlarında 3194 sayılı yasaya göre imar uygulaması yapılarak taşınmazlardan düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldığı, davacı tarafından bu kesintilerin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla, taşınmazlara kamulaştırmasız el atıldığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 30.000 TL. nin faizi ile birlikte davalı idareden tahsili istemiyle dava açtığı anlaşılmış olmakla, uyuşmazlığın, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun "Arazi ve Arsa Düzenlemesi" başlıklı 18.  maddesi uyarınca tesis edilen imar uygulaması işlemlerinden kaynaklandığı açıktır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlığını taşıyan 2. maddesinin 1. fıkrasında(Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) ise, “İdari dava türleri şunlardır:

 a) (İptal: Ana.Mah.nin 21/9/1995 tarih ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000 - 4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

  b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

  c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahk.im yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” hükmü yer almıştır.

Bu durumda, idarece kamu gücü kullanılarak, resen ve tek yanlı biçimde tesis edilen uygulama işlemlerinden kaynaklanan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının, Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesi nce reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ    : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın, BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı Konyaaltı Belediye Başkanlığı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesi ’nin 21.02.2013 gün, E:2012/494 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 07.10.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.