T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS NO        : 2018 / 843

          KARAR NO    : 2018 / 804

          KARAR TR     : 24.12.2018

ÖZET : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN,  aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca  REDDİ  gerektiği  hk.

 

           

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı                        : M.B.K.

            Vekilleri          : Av. N.K., Av. Ş.A.

Davalılar

(Adli Yargıda): 1- İ.U.

  2-Diyarbakır Nüfus Müdürlüğü

(İdari Yargıda): İçişleri Bakanlığı ( Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü,

                          Diyarbakır İI Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü)

                         

O  L  A  Y      : Davacı vekili; müvekkili M.B.K.’ın gerçek annesinin M. ve H. kızı F. olduğunun tespiti ile, nüfus kaydında annesi olarak görünen İ.’in F. olarak düzeltilmesi;  ayrıca, müvekkilinin gerçek annesi olan F.’nın nüfus kaydı olduğu tahmin edilen kısmında, anne ismi olan Ha. ismin de H. olarak düzeltilmesine karar verilmesi istemiyle 18.4.2011  gününde, 1- İ.U. ve 2-Diyarbakır Nüfus Müdürlüğüne karşı  adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davacı vekili 5.7.2011 tarihli dilekçe ile,  3-L.U.,4-E.U., 5-S.U.,  6- F. U., 7- H.B., 8- T.B., 9- N.K., 10- K. U., 11- M. U., 12- M. U., 13- O. U., 14- A.T., 15- İ. U., 16- D.B., 17- İ. U., 18-N. U., 19-H.T., 20-N.A., 21-K.S., 22-Z. U., 23-İ. U., 24-Mu. U., 25- Yü.Y. ve 26- Eş. U.’ın da davaya dahil edilmesini talep etmiştir.

DİYARBAKIR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 10.4.2012 gün ve E:2011/415, K:2012/249 sayı ile, “(…)Davanın konusu nüfus kaydının düzeltilmesine yöneliktir. Yapılan yargılama, toplanan deliller, davalı İ.'in beyanı, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı doğrultusunda; kayden davacı M.B.K.'ın anne adı İ. olarak görünmekte ise de, davacının gerçekte annesinin İ.'in ablası olan F. olduğu, davacının babası olan Hacı'nın davacının annesi olan F. öldükten sonra F.'nın kızkardeşi İ. ile evlendiğini, davacıyı İ. ile kendi çocuğuymuş gibi nüfusa kaydettirdiği, mevcut kayıtlar itibariyle F.'nın nüfusa kayıtlı olmadığı anlaşıldığından Nüfus Müdürlüğü temsilcisinin görüşü alınarak davacının annesinin F. olduğunun tespiti ile anne adının F. olarak düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafça ayrıca M.B.K.'ın gerçek annesi olan F.'nın nüfus kaydı olduğu tahmin edilen kısmında anne ismi olan Ha. ismin de H. olarak düzeltilmesine karar verilmesi de talep olunmuş ise de incelenen nüfus kaydında kayıt sahibi olan şahsın T.C kimlik numarası, soyadı, baba adı, anne adı, doğum tarihi, doğum yeri ve tescil tarihi bulunmakla beraber kayıt sahibinin adının bulunmadığı görülmüş İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne yazılan yazı cevabından; kaydın bulunduğu bölümün yırtık ve zayi olması nedeniyle doğum vukuatına ulaşılamadığı anlaşılmıştır. Bu durum karşısında davacının talebinin nüfus kütüğünün düzenlenmesine ilişkin olduğu ve idari işlemi gerektirdiği kanaatine varılmakla reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile davacı Diyarbakır ili Yenişehir İlçesi Sivritepe köyü Cilt No: 134 Hane No: 70 BSN: 40'ta nüfusa kayıtlı M.B.K.'ın annesinin F. olduğunun TESPİTİ ile nüfus kaydında İ. olarak görünen anne adının F. olarak DÜZELTİLMESİNE,

2-Davacı vekilin diğer taleplerinin idari işleme yönelik olması nedeniyle REDDİNE…” karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu defa; Nüfus Kütüğünün düzeltilmesine ilişkin davalı idareye 29.4.2013 tarihinde yaptıkları başvurunun reddine ilişkin 30.04.2013 tarih ve B.050.NÜV.2013.2043/913 sayılı işlemin iptaline, müvekkilinin annesi F.’nın, nüfus kaydında yer alan isim hanesi boş olan 43864018958 TC nolu sütuna yerleştirilmesine ve aynı kayıtta yer alan Ha. isminin H. olarak düzeltilmesine,  cinsiyeti bölümünün de buna uygun olarak düzenlenmesine karar verilmesi istemiyle 4.5.2013 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

DİYARBAKIR 1.İDARE MAHKEMESİ: 5.6.2013 gün ve E:2013/1664, K:2013/636 sayı ile, “(…)5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun Kayıt Düzeltilmesi başlıklı 35. maddesinde "Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddi hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir" hükmüne, Nüfus Davaları başlıklı 36/a maddesinde "Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları Cumhuriyet savcısı ve nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır" hükmüne yer verilmiştir.

Dava dilekçesi ve eki belgelerin incelenmesinden; davacı tarafından Diyarbakır Nüfus Müdürlüğü'ne yapılan 29.04.2013 tarihli başvuruda, anne tarafından dedesinin nüfus kaydında isim hanesi boş olan ancak yakınlık derecesi, TC Kimlik numarası, soyadı, baba adı bulunan ana adı eksik yazılan 43864018958 TC Kimlik numaralı sütuna annesinin ismi olan F.'nın yazılmasını talep edildiği, bu talebinin " ilgilinin kütük kaydı üzerinde yapılan araştırmada şahsın ad ve cinsiyet ile ilgili bölümün boş olduğu ve şahsın 28.07.1936 tescil tarihli dayanak belgesine ulaşılamadığı, bu nedenle, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun Uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin 79. Maddesi ve 80. Maddesinin 1. Bendi hükmü gereğince adı geçen şahsın dayanak belgesine ulaşılamadığından nüfus kaydındaki boş olan isim ve cinsiyet bilgisi ile ilgili herhangi bir tamamlama veya düzeltme işlemi yapılamayacağı" gerekçesiyle reddi üzerine iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden; nüfus kütüğündeki kayıtların düzeltilmesi ile ilgili düzeltme davalarının asliye hukuk mahkemelerinde görüleceği açıktır.

Dava konusu olayda; davacının talebinin dayanak belgesi olmaması nedeniyle 5490 sayılı Kanunun 35 inci maddesi ve ilgili Yönetmelik uyarınca maddi hata kapsamında değerlendirilmediği için davalı idarece düzeltilmediği görülmektedir.

Bu durumda; dayanak belgesi olmaksızın isim ve cinsiyet bilgisi olmayan bir haneye davacının anne isminin yazılması yönündeki talebin kayıt düzeltme kapsamında olduğu sonucuna varıldığından, yukarıda açıklandığı üzere bu davanın görüm ve çözümü idari yargı yerleri görev alanında değildir.

Açıklanan nedenlerle davanın 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine…” karar vermiş, temyiz edilmesi üzerine Danıştay Onuncu Dairesince, 22.4.2015 gün ve E:2013/6656, K:2015/2019 sayı ile onanan karar kesinleşmiştir.

Davacı vekilinin olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesi yolundaki 19.9.2018 kayıt tarihli başvurusu üzerine, İdare Mahkemesi’nce adli yargı dosyası da getirtilmek suretiyle, her iki yargı yerine ait dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 24.12.2018 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Anayasa’nın 158. maddesinde, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkili olduğu belirtilmiş; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, “Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir…”, 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilir.” denilmiştir.

Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

Olayda, Asliye Hukuk Mahkemesince işin esası incelenerek; açılan davanın kısmen kabulü ile, davacı Diyarbakır ili Yenişehir İlçesi Sivritepe köyü Cilt No: 134 Hane No: 70 BSN: 40'ta nüfusa kayıtlı M.B.K.'ın annesinin F. olduğunun tespiti ile nüfus kaydında İ. olarak görünen anne adının F. olarak düzeltilmesine; davacı vekilin diğer taleplerinin idari işleme yönelik olması nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

Görüldüğü üzere, İdare Mahkemesinin kararı görevsizlik kararı olmasına karşılık; Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı, idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı niteliğinde olmadığından, adli ve idari yargı yerleri arasında görev uyuşmazlığı oluştuğundan söz etmek mümkün değildir. 

Öte yandan,  davacı tarafından Asliye Hukuk Mahkemesince verilen karar doğrultusunda davalı idareye başvurulduğu; idarece istemin reddedilmesi üzerine, İdare Mahkemesinde bu işleme karşı dava açıldığı ve İdare Mahkemesince görevsizlik kararı verildiği görüldüğünden; bu aşamadan sonra, aynı istemle adli yargı yerinde dava açılabileceği de açıktır.

Bu durumda, olayda, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

 

S O N U Ç    : 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 24.12.2018 gününde OY BİRLİĞİ  İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                             Mehmet                             Birol        

    DURSUN                    BOZER                            AKSU                            SONER            

 

 

 

                                             Üye                                  Üye                                 Üye                    

                                    Süleyman Hilmi                   Aydemir                          Nurdane           

                           AYDIN                             TUNÇ                           TOPUZ