Hukuk Bölümü         2013/1035 E.  ,  2013/1191 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : İ.B.

Vekilleri  : Av.M.D.,  Av.B.D.

Davalı      : Çankaya Belediye Başkanlığı

Vekili      : Av.A.D.

O L A Y  : Davacı vekili, müvekkilinin hissedar olduğu, Ankara ili, Çankaya İlçesi, Mürsel Uluç Mah. 27120 ada 14 parsel sayılı taşınmazın, yapılan imar planı ile 20.09.1993 tarihinde spor alanı olarak ayrıldığını; parsele fiilen el atılmadığını; ancak 3194 sayılı İmar Kanunun 10. maddesinin amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedelinin müvekkile ödenmesinin gerektiğini; nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15.12.2010 tarih ve 2010/5-662/651 sayılı kararı ve Yargıtay 5. HD'nin 2010/21713 E. 2011/4198 K. sayılı ilamının da bu doğrultuda olduğunu ifade ederek; kamulaştırmasız el atma nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00-TL’nin faizi ile birlikte tahsili ve müvekkilinin hissesinin davalı idare adına tapuya tescili istemiyle,  adli yargı yerinde dava açmıştır.

Dava dilekçesi Ankara 22.Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2012/348 sayılı esasına kaydedilmiştir.

Davalı idare vekili, süresinde verdiği cevap dilekçesinde görev itirazında bulunmuştur.

Ankara 22.Asliye Hukuk Mahkemesi; 26.12.2012 gün ve E:2012/348, K:2012/604 sayı ile, dosyanın Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2011/237 sayılı dosyası ile birleştirilmesine, yargılamanın anılan Mahkemenin dosyası üzerinden yürütülmesine karar vermiştir.

ANKARA 7.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 7.2.2013 günlü 10.celsede ve E:2011/237 sayı ile, Ankara 22.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/348 esas sayılı dosyasının dosyaları ile birleştirilmesine karar verildiği, birleştirilen dosyada yani 22.Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında ilk itirazların karara bağlanmadığı, ön inceleme duruşmasının yapılmadığının anlaşıldığı belirlemesi yapıldıktan sonra; birleştirilen Ankara 22.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/348 esas sayılı dosyasında davalı Çankaya Belediyesinin zaman aşımı ve hak düşürücü itirazının dava konusu taşınmazda tapu kaydında davacının halen malik olmasına göre, yargı yolu itirazının hukuki el atma ve kamulaştırmasız el atmalara ilişkin tazminata dair davaların Yargıtayın ve Hukuk Genel Kurulunun içtihatları gereğince de adli yargıda sonuçlandığı, tapudaki hisse terkinin de adli yargıda sonuçlanması gerektiğinden bahisle;  yargı yolu itirazının reddine; daha sonra ise,  “Mahkememizin 2011/237 esas sayılı dosyası ile birleşen Ankara 13.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/269 esas, 11.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/296 esas, 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/309 esas sayılı dosyalarının mahkememizin 20101/237 esas sayılı dosyaları ile Ankara 22.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/348 esas sayılı dosyasının mahkememiz dosyası ile birleşmesine rağmen bu dosyaların tefriki ile mahkememizin 2011/345 ve 346 esas sayılı dosyalarının ayrı bir esasa, 22.Asliye Hukuk Mahkemesinin birleşen dosyasının ayrı bir esasa kaydı ile TEFRİKİNE” karar vermiş; ve Mahkemenin E:2013/72 esasına kaydedilmiştir.

Davalı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Uygulama ve Öğreti'de, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemlerin, "idari işlem"; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizliklerinin de, "idari eylem" olarak tanımlandığı;  bu tanıma göre; idarelerin 3194 sayılı İmar Kanununun 8'inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile 2981 sayılı Yasanın 13'üncü maddesinin (c) bendi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici ıslah imar planları ve bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemlerin, "idari işlem"; bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri; yani, bu konudaki hareketsizliklerinin de, idari eylem niteliği taşıdığı; dosyanın incelenmesinden; dava dilekçesinde, imar planında spor alanı olarak ayrılan taşınmazın bedelinin ödenmesine hükmedilmesinin istenildiğinin anlaşıldığı; bu bilgiler karşısında; davanın, davacının taşınmazının, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 günlü, E:2010/5-662 K:2010/651 kararında "hukuki el atma" olarak nitelendirilen, imar planındaki belirleme sebebiyle mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklanan tazminat talebiyle açıldığı sonucuna ulaşıldığı; dava dilekçesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, mülkiyet hakkına getirildiği söylenen kısıtlamanın, taşınmazın malikleri yönünden zarar doğurucu sonuçlarının olabileceğinde kuşku bulunmadığı, ancak bu sonuç ya da sonuçların, genel ve düzenleyici nitelikte bir idari işlem olan imar planında taşınmaza yönelik belirlemenin bu planda öngörülen kamulaştırma programlarının zamanında yapamamasından ve imar uygulamalarından; başka anlatımla da, idari işlemlerden ve davalı idarelerin imar planı gereği yapılması gereken kamulaştırmalar konusundaki hareketsizliği şeklinde ortaya çıkan idari eylemlerden kaynaklandığı; idari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini taleplerinin ise, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12 ve 13'üncü maddeleri uyarınca, İdari Yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmelerinin, anılan yasa hükümlerinin gereği olduğu; bu bakımdan, hukuka uygunluklarının denetimi ve zarar doğurucu sonuçlarının giderilmesi İdari Yargı'nın görev alanında bulunan idari işlem ve eylemlerin hukuk düzeninde yaratmış oldukları etki ve sonuçların, "hukuki el atma" olarak nitelendirilmesine ve bu olumsuz sonuçlarla ilgili tazminat taleplerinin adli yargı yerlerinde açılacak tazminat davalarına konu edilmelerine, hukuken olanak bulunmadığı;  dolayısıyla, davanın,  2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1 'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği; açıklanan nedenle, 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca davanın taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmı yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın yazılı düşüncesi istenilmemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 1.7.2013 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME:Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idarenin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, 10. maddede öngörülen biçimde, davanın taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmı yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı M.Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Davacının hissedar olduğu taşınmazına, imar planında spor alanı olarak ayrılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle,  fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL bedelin,  dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.

                3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinde;  “Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur.

                a) Bölge planları; sosyo - ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır.

                b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik dördüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik üçüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.

                Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.

                Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir.

                İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir.

                c) (Ek: 3/7/2005 - 5403/25 md.) Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz.” hükmüne yer verilmiştir.

Dava dosyasında yer alan Çankaya Belediye Başkanlığının 10.7.2012 gün ve M.06.6.ÇAN.13.04.01/19682-2023(19647) sayılı yazısının incelenmesinden; 27120 ada 14 parsel sayılı taşınmazın,  Belediye Meclisinin 11/10/1991 tarih ve 250 sayılı kararı ile onaylanan Dikmen Mürsel Uluç ve İlker Mahalleleri Islah İmar Planı ile 2981/3290/3366  Sayılı Kanunun 10/c maddesine uygun olarak hazırlanan, Belediye Encümeninin de 26/11/1992 tarih ve 5998 sayılı kararı ile onaylanan Mürsel Uluç 81105 no.lu parselasyon planı uygulaması sonucu Kamu Ortaklık Payından Oyun ve Spor Alanı olarak oluştuğu belirtilmiş, taşınmaz üzerinde plan kapsamında yapılmış bir tesis bulunmadığı anlaşılmıştır.

                Olayda,  davacının hissedar olduğu taşınmazın imar planıyla Oyun ve Spor Alanı kullanımında kaldığı, aradan uzun yıllar geçmesine rağmen kamulaştırılmadığı, taşınmaz üzerinde düzenleme yapılmadığı, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın bedelinin ödenilmesi gerektiğinin iddia edildiği; davanın konusunun, davalı idarece 3194 sayılı Kanun uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan imar planlarında yer alan davacıya ait taşınmazın bedelinin tazminine ilişkin bulunduğu anlaşılmış olup,  belirtilen duruma göre, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı vekilinin görev itirazının, Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

 

SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE ilişkin Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 7.2.2013 günlü ve E:2011/237 sayılı (dosyanın tefriki üzerine aynı Mahkemenin  E:2013/72 esasına kaydedilen) KARARININ KALDIRILMASINA, 1.7.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.