T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2023/557

KARAR NO  : 2023/678      

KARAR TR  : 27/11/2023

ÖZET: Davacının 5434 sayılı Kanun kapsamında askeri okula kaydının yapıldığı tarihin, sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmesi istemiyle davalı kuruma yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali için açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K A R A R  

 

Davacı     : F.U

Vekili       : Av. Y.B

Davalı      : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

 

I. DAVA KONUSU OLAY

           

1. Davacı vekili, müvekkilinin sigortalılık başlangıç tarihinin Kara Harp Okulunda eğitim-öğretime başladığı 01/08/1997 tarihine çekilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin, Manisa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Şehzadeler Sosyal Güvenlik Merkezinin 19/01/2023 tarih ve 62174632 sayılı işleminin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

2. Manisa 1. İdare Mahkemesi 30/03/2023 tarih ve E.2023/289, K.2023/283 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın adli yargı mahkemelerinde görülmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle, 2577 sayılı Kanun'un 15/1-a bendi uyarınca davanın görev yönünden reddine kararvermiş, bu karara karşı istinaf isteminde bulunulmuştur. İzmir Bölge İdare Mahkemesi 06/07/2023 tarih ve E.2023/1166, K.2023/1306 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir.

 

" ...5510 sayılı Kanunun yürürlüğünden önce memur ve diğer kamu görevlileri ile bunların hak sahiplerine ilişkin olarak tesis edilen işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerinde, bunlar dışında kalan sigortalılar ve bunların hak sahipleri hakkında tesis edilen işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların ise adli yargı yerinde bulunan yetkili iş mahkemelerinde çözümlenmesi gerekmektedir.

Başka bir deyişle; davanın idari yargı yerinde görülebilmesi için, dava konusu edilen işlemin, 5510 sayılı Kanuna 5754 sayılı Kanun ile eklenen Geçici 4. maddenin yürürlüğe girmesinden önce, 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu kapsamında bulunan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile bunların hak sahiplerine ilişkin olarak tesis edilmiş olması gerekmektedir.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından, sigortalılık başlangıç tarihinin Kara Harp Okulu'nda eğitim-öğretime başladığı 01/08/1997 tarihine çekilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Manisa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Şehzadeler Sosyal Güvenlik Merkezinin 19/01/2023 tarih ve 62174632 sayılı işleminin iptali istemiyle bakılan dava Mahkememizde açılmış ise de, Mahkememizin 24/03/2023 tarihli ara kararı ile davacının 5434 sayılı Kanuna tabi herhangi bir hizmet süresinin bulunup bulunmadığının davalı idareden sorulması üzerine gönderilen cevapta, davacının 5434 sayılı Kanuna tabi herhangi bir hizmet süresinin bulunmadığının bildirildiği görülmektedir.

Bu durumda; 5434 sayılı Kanuna tabi hizmeti bulunmayan davacının, sigortalılık başlangıç tarihinin tespitine ilişkin uyuşmazlığın adli yargı yerince çözümlenmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, işbu davanın görev yönünden reddi gerekmiştir...."

 

3. Davacı vekili bu kez, aynı gerekçe ile işe başlama tarihinin 01/08/1997 olduğunun tespiti istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. Adli Yargıda

 

4. Ankara 16. İş Mahkemesi 04/10/2023 tarih ve E.2023/321, K.2023/313 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın çözümünde görevli yargı yerinin idare mahkemeleri olduğunun tespitine, kesinleşmiş idare mahkemesi kararı sebebiyle olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca dosyanın kül halinde yargı yolu uyuşmazlığının çözümlenmesi amacıyla Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir.

 

"...5510 sayılı Kanunun 101 nci maddesinde yer alan '...bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür.' bölümünün iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi, 22/12/2011 tarih ve E.2010/65, K.2011/169 sayılı kararıyla iptal isteminin reddine karar vermiş ve kararın gerekçe bölümünde 5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanuna göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunun tesis edeceği işlem ve yapacağı muameleler idari işlem niteliğini korumaya devam edeceğinden bunlara ilişkin ihtilaflarda idari yargının görevli olmaya devam edeceği ifade edilmiştir. Anayasa'nın 153/son maddesine göre Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazetede yayımlanır ve yasama, yargı ve yürütmeorganlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar. Anayasa Mahkemesi kararları ile doktrindeki ağırlıklı görüş; Anayasa Mahkemesi kararlarının gerekçesinin de bağlayn olduğu yönündedir.

Bahse konu Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca 5434 sayılı kanunun yürürlükte olduğu dönemde askeri öğrenci olduğu anlaşılan davacının bu dönem sigortalılığının sigortalı hizmet olarak kabulü talepli eldeki davada uyuşmazlığın çözümünde görevli yargı yerinin idare mahkemeleri olduğu kanaatine varılmakla HMK 114/1-b ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine; davacının ilk olarak İdare Mahkemesine dava açtığı ve Manisa 1. İdare Mahkemesi tarafından 2023/289 Esas-2023/283 Karar numaralı dosyada görevli mahkemelerin iş mahkemeleri olması nedeni ile görev yönünden verilen ret kararı 06/07/2023 tarihinde kesinleşmiş olmakla; olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,

1.HMK               m,114/l-b ve HMK m. 115/2 uyarınca davanın usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, görevli yargı yerinin idari yargı yeri olduğunun tespitine.

2.Daha               önce verilmiş ve kesinleşmiş adli yargının görevli olduğuna dair idare mahkemesi kararı sebebiyle olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi adına İdare Mahkemesi dosyası da kül halinde dosya arasına alınarak Uyuşmazlık Mahkemesi Kanununun 19. maddesi gereğince dosyanın kül halinde yargı yolu uyuşmazlığının çözümlenmesi amacıyla dosyanın resen Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine..."

 

5. Ankara 16. İş Mahkemesinin gerekçeli kararı taraflara tebliğ edildikten sonra, mahkemenin 25/10/2023 tarih ve E.2023/321 sayılı üst yazısı ile, olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle adli yargı dava dosyasıyla idari davaya ilişkin bilgi ve belgelerin bir örneği re'sen Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

6. T.C. Anayasası’nın 158. maddesinin son fıkrasında “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir.

 

7. 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun "Sandıktan Faydalanacaklar" başlıklı mülga 12/II-(j) bendinde, harp okulları, fakülte ve yüksek okullarda Türk Silâhlı Kuvvetleri hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken askerî öğrenci olanlar ile astsubay meslek yüksek okulları ve astsubay nasbedilmek üzere temel askerlik eğitimine tâbi tutulan adayların bu Kanun'dan kaynaklı haklardan yararlanacakları düzenlemesine yer verilmiştir.

 

8. 5434 sayılı Kanun'un "Fiili hizmet müddeti" başlıklı 31. maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları şöyledir:

 

"Harp okulları, fakülte ve yüksek okullar ile astsubay meslek yüksek okullarında sınıfını geçemeyen Türk Silâhlı Kuvvetleri mensubu askerî öğrencilerin, fazla öğrenim yılları fiilî hizmet müddetlerinden indirilir. Fakülte, yüksekokul veya meslek yüksekokullarında kendi hesabına okuduktan sonra muvazzaf subay veya astsubay nasbedilen veya askerlik hizmetini takiben muvazzaf subay veya astsubaylığa geçirilenlerin, normal süreyi aşan öğrenim süreleri fiilî hizmet müddetinden sayılmaz.

Bu okulları tamamlayamayarak ayrılanların ve fakülte, yüksek okul veya meslek yüksek okullarında kendi hesabına okuduktan sonra astsubay nasbedilmek üzere temel askerlik eğitimine tâbi tutulanlardan bu eğitimi tamamlayamayarak ayrılanların buralarda geçen öğrenim ve eğitim müddetleri fiilî hizmet müddeti sayılmaz."

 

9. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "sigortalı sayılanlar" başlıklı 4. maddesinin birinci ve dördüncü fıkralarının ilgili kısımları şöyledir:

 

"Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından,

a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar,

...

c) Kamu idarelerinde;

1) Bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendine tabi olmayanlardan, kadro ve pozisyonlarda sürekli olarak çalışıp ilgili kanunlarında (a) bendi kapsamına girenler gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar,

2) Bu maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine tabi olmayanlardan, sözleşmeli olarak çalışıp ilgili kanunlarında (a) bendi kapsamına girenler gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86 ncı maddesi uyarınca açıktan vekil atananlar,

...

Birinci fıkranın (c) bendi gereği sigortalı sayılanlara ilişkin hükümler;

a) Kuruluş ve personel kanunları veya diğer kanunlar gereğince seçimle veya atama yoluyla kamu idarelerinde göreve gelenlerden; bu görevleri sebebiyle kendilerine ilgili kanunlarında Devlet memurları gibi emeklilik hakkı tanınmış olanlardan hizmet akdi ile çalışmayanlar,

b) Başbakan, Cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, belediye başkanları, il encümeninin seçimle gelen üyeleri,

c) Birinci fıkranın (c) bendi kapsamında iken, bu kapsamdaki kişilerin kurduğu sendikalar ve konfederasyonları ile sendika şubelerinin başkanlıkları ve yönetim kurullarına seçilenlerden aylıksız izne ayrılanlar,

d) Harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda, Milli Savunma Bakanlığı hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken askerî öğrenci olanlar ile astsubay meslek yüksek okulları ve astsubay naspedilmek üzere temel askerlik eğitimine tâbi tutulan adaylar

...

hakkında da uygulanır."

 

10. 5510 sayılı Kanun'un 101. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür."

 

11. 5510 sayılı Kanun'un "5434 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri" başlıklı geçici 4. maddesinin ikinci ve onuncu fıkraları şöyledir:

 

"Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçiliği sona erenlerden tahsis talebinde bulunacaklar ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsis talebinde bulunanlardan işlemleri devam edenler hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.

...

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Polis Akademisi ile fakülte ve yüksek okullarda Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okumaya devam eden öğrenciler ile (İptal ibare: Anayasa Mahkemesi’nin 13/12/2022 tarihli ve E.:2021/35, K.:2022/161 sayılı Kararı ile.) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışmakta olanların, bahse konu okullarda geçen başarılı eğitim süreleri, istekleri halinde; borçlanma talep tarihinde ilgisine göre en az aylık alan polis veya komiser yardımcısının emekli keseneğine esas unsurları üzerinden, bu sürelere ait sigortalı ve işveren hissesi priminin tamamı borçlandırılmak suretiyle hizmetten sayılır. Bundan doğacak borç tutarının tamamı borcun tebliğ edildiği tarihten itibaren iki yıl içinde kendileri tarafından ödenir. Ayrıca, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce üniversitelerin çeşitli fakülte, yüksek okul veya meslek yüksek okullarında kendi hesabına öğrenim yaptıktan sonra muvazzaf astsubay nasbedilenlerin sözü edilen okullarda geçen başarılı öğrenim süreleri de istekleri halinde; borçlanma talep tarihinde en az aylık alan astsubay çavuşun emekli keseneğine ait unsurlar üzerinden, bu fıkradaki esaslar dâhilinde borçlandırılarak tahsil edilmek suretiyle hizmetten sayılır."

 

B. Yargı Kararı

 

12. 5510 sayılı Kanun'un 101. maddesinin iptali istemiyle açılan davada, Anayasa Mahkemesinin 22/12/2011 tarih ve E.2010/65, K.2011/169 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:

 

“…5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, evvelce olduğu gibi 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacaklar ve bunların emeklileri bakımından da aynı Kanun hükümleri uygulanmaya devam edecek; ancak 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlileri olarak çalışmaya başlayanlar ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacak ve haklarında 5434 sayılı Kanun değil, 5510 sayılı Kanun’un öngördüğü kural ve esaslar uygulanacak; ihtilaf halinde de adli yargı görevli bulunacaktır. 5754 sayılı Kanunun yürürlüğüyle birlikte, artık Sosyal Sigortacılık esasına göre faaliyet gösteren ve yaptığı, tesis ettiği işlem ve muameleler idari işlem sayılamayacak bir sosyal güvenlik kurumunun varlığından söz etmek gerekli bulunmaktadır. 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçisi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanun’a göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden ise Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tesis edeceği işlem ve yapacağı muameleler idari işlem niteliğini korumaya devam edecek, bunlara ilişkin ihtilaflarda da evvelce olduğu gibi idari yargı görevli olmaya devam edecektir. Bu bakımdan 5510 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra, prim esasına dayalı yeni sistemin içeriği ve Kanun kapsamındaki iş ve işlemlerin niteliği göz önünde bulundurulduğunda, itiraz konusu kuralla, yargılamanın bütünlüğü ve uzman mahkeme olması nedeniyle Kanun hükümlerinin uygulanması ile ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümünde iş mahkemelerinin görevlendirilmesinde Anayasa’ya aykırılık görülmemiştir. Ancak, yukarıda açıklandığı üzere 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce statüde bulanan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile ilgili sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından doğan idari işlem ve idari eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevinin devam edeceği açıktır…”

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

13. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 27/11/2023 tarihli toplantısında; dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun’un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, olay kısmında belirtildiği üzere tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada, idari yargı yerince adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş ve kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta olup, bunun üzerine kendine gelen davayı inceleyen adli yargı yerinin sahip olduğu seçenekler ile verdiği karar bakımından bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

 

14. 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde yer alan, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinintarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca (…) ileri sürülebilir.” hükmüne göre, idare mahkemesinin kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine adli yargı yerince de görevsizlik kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olacak, hukuk alanında doğmuş bulunan bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilecektir.

 

15. Kanun'un 19. maddesindeki “Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.

(Değişik ikinci fıkra: 23/7/2008-5791/9 md.) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir...” hükmüne göre ise, adli yargı yeri, davaya bakma görevinin daha önce görevsizlik kararı veren idari yargı yerine ait olduğunu belirten gerekçeli bir karar ile doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağına sahiptir. Şu kadar ki, başvuru kararının, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilmesine değin işin incelenmesinin ertelenmesi hususunu da içermesi gerekir.

 

16. Kanun koyucu, 14. maddeye göre olumsuz görev uyuşmazlığı doğması durumunda her iki yargı merciince işten el çekilmiş olduğundan başvurma istencini davanın taraflarına bırakmış iken, bu yönteme oranla daha kısa zamanda çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde ile daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinden sonra davayı inceleyen yargı merciine, işten el çekmeden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağını tanımıştır.

 

17. Olayda, adli yargı yerince, idare mahkemesinin görevsizlik kararı ile mahkemeleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından dolayı, görevsizlik kararı yanında, görevli yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine de re'sen karar verildiği, gerekçeli kararın taraflara tebliğ edildiği, kararı kesinleştirmeden ve idari yargı dosya aslı temin edilmeden uyuşmazlığın giderilmesine yönelik davanın taraflarının bir istemi de olmadan dosyanın üst yazıyla Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği görülmüştür.

 

18. Bu haliyle, her ne kadar İş Mahkemesince re’sen yapılan başvuru, 2247 sayılı Kanun’da öngörülen yönteme uymamakta ise de, davanın taraflarınca başvuruda bulunulmadığı gözetilerek yapılan başvurunun, 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi kapsamında olduğunun kabulü ile Uyuşmazlık Mahkemesinin önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlığının çözüme kavuşturulması, gerek usul ekonomisine gerekse de Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluş amacına uygun olacağından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

19. Raportör-Hâkim Arzu ÇETİNDERE ŞAŞI'nın davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

20. Dava, davacının 5434 sayılı Kanun kapsamında askeri okula kaydının yapıldığı tarihin, sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmesi istemiyle davalı Kuruma yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

 

21. 5510 sayılı Kanun'la 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu, 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu, 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu kapsamında bulunanlar, geçici maddelerle korunan haklar dışında, sosyal güvenlik ve sağlık hizmetleri yönünden yeni bir sisteme bağlı tutulmuş ve 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğünden sonra göreve başlayanlar yönünden, prim esasına dayalı sigorta sistemine geçilmiştir. Bu sistemle, devlet memurları ve diğer kamu görevlileri, hizmet akdine göre ücretle çalışanlar, tarım işlerinde ücretle çalışanlar, kendi hesabına çalışanlar ve tarımda kendi hesabına çalışanları kapsayan beş farklı emeklilik rejimi, aktüeryal olarak hak ve yükümlülükler yönünden tek bir sosyal güvenlik sistemi altında toplanmıştır.

 

22. Yukarıda sözü edilen mevzuat hükümlerinin ve Anayasa Mahkemesi kararının birlikte değerlendirilmesinden, 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, daha önce olduğu üzere 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacakları gibi bunların emeklilikleri bakımından da aynı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği ancak bu Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayanların ise 5510 sayılı Kanun'un 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacağı ve haklarında 5434 sayılı Kanun’un değil 5510 sayılı Kanun’un öngördüğü kural ve esasların uygulanacağı dolayısıyla ihtilafların da adli yargı yerinde çözümleneceği açıktır.

 

23. Olayda davacının,01/08/1997 tarihinde Kara Harp Okuluna askeri öğrenci olarak başladığı, sağlık problemi nedeniyle harp okulu ile 04/06/2001 tarihinde ilişiğinin kesildiği,sigortalılık başlangıç tarihinin harp okulunda eğitim-öğretime başladığı 01/08/1997 tarihine çekilmesi istemiyle yaptığı başvurunun, Manisa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Şehzadeler Sosyal Güvenlik Merkezinin 19/01/2023 tarih ve 62174632 sayılı yazısı ile "Kara Harp Okulu’nu tamamlayamadan ayrılanların buralarda geçen sürelerinin hizmet olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı" gerekçesiyle reddedildiği; davacı vekilinin, müvekkilinin okulla ilişiğinin sağlık problemi nedeniyle re'sen kesildiğini, başarısızlığının olmadığını, hakkında istisnai bu durumun oluştuğunu ileri sürerek, müvekkilinin 5434 sayılı Kanun kapsamında askeri okula kaydının yapıldığı 01/08/1997 tarihin, sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmesi istemiyle dava açtığı anlaşılmıştır.

 

24. Buna göre, somut olayda,5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun kapsamında askeri öğrenci olan davacının, askeri okula kaydının gerçekleştirildiği tarihin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işleme karşı açılan davanın, görüm ve çözümünde idari yargı yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

 

25. Yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurularak, Ankara 16. İş Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile, Manisa 1. İdare Mahkemesinin 30/03/2023 tarih ve E.2023/289, K.2023/283 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININGÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Ankara 16. İş Mahkemesince yapılan BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile,Manisa 1. İdare Mahkemesinin 30/03/2023 tarih ve E.2023/289, K.2023/283 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

27/11/2023 tarihinde OY BİRLİĞİ İLE KARAR VERİLDİ.

 

 

 

 

 

 

            Başkan                       Üye                               Üye                               Üye

          Muammer                   Nilgün                            Doğan                           Eyüp

          TOPAL                      TAŞ                            AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye

                                            Ahmet                               Mahmut                          Bilal

                                          ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN